Felç, beyni besleyen kan damarlarındaki kan akışının durmasıyla meydana gelen beyin hasarına bağlı bir sağlık sorunudur. İki tür felç vardır: iskemik felç ve hemorajik felç. Felç vakalarının yaklaşık %85'i iskemik felç, %15'i ise hemorajik felçtir.

İskemik felçte, kalpten fırlayan pıhtılar veya büyük damarlardaki plaklardan kopan parçalar, beyni besleyen damarların tıkanmasına neden olur. Tıkanan damarların beslediği beyin bölgesi, kan akışı kesildiği için ölmeye başlar. Bu süre 5 dakikayı geçtiğinde o alanda kalıcı hasar oluşmaya başlar.

Hemorajik felç, diğer bir ifadeyle beyin kanaması sonucu meydana gelir. Beyni besleyen damarların yırtılması veya çatlaması sonucunda beynin ilgili kısmında kanama olur. Etkilenen damarın beslediği alanda ve kanama bölgelerinde hasar ortaya çıkar. Beynin hangi bölgesinin ne kadar hasar gördüğü, felcin etkilerini anlamada yardımcı olur. Örneğin, motor alanlar etkilenirse motor bozuklukları, görme sahası etkilenirse görme bozuklukları, duyu bölgesi etkilenirse duyu bozuklukları meydana gelir.

Felç belirtileri, vücudun herhangi bir bölümünde, örneğin kol, bacak ya da yüzün bir bölümünde duyu kaybı, baş dönmesi, yutma güçlüğü ve görme bozuklukları olarak kendini gösterebilir. Beyin, vücudu zıt şekilde kontrol eder; başka bir deyişle sağ beyin vücudun sol tarafını, sol beyin ise sağ tarafını kontrol eder. Sağ beyinde meydana gelen hasar, vücudun sol tarafında etkisini gösterir. Felç belirtileri ile ilgili bilinçlenme, erken tanı ve müdahale açısından çok önemlidir. Felce ilişkin ön belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

Felç riskini artıran birçok etken vardır. Bunlardan en önemlileri arasında:

Felç riskini azaltmak için alınabilecek bazı önlemler şunlardır:

Felç, ciddi ve hayatı tehdit eden bir sağlık sorunudur. Ancak, erken tanı ve uygun tedavi ile felç riskini önemli ölçüde azaltmak mümkündür. Sağlıklı yaşam tarzı seçimleri yapmak, düzenli kontroller yaptırmak ve belirtiler hakkında bilinçli olmak, felçten korunmada önemli adımlardır.